Tüm anne babaların ortak dileği çocuklarının iyi bir eğitim almasını sağlayarak onlara güvenli bir gelecek hazırlamaktır. Her anne baba bu konuda ne gerekiyorsa yapmak, bu amaçla maddi, manevi her olanağı çocuklarına sunmak için çaba harcar. Ancak, tüm bu iyi niyetli çabalar, iyi bir eğitim için ön koşul olmakla birlikte çoğu kez yeterli olmamaktadır. Onunla sağlıklı bir iletişim kurmak ve onun verimli ders çalışması için uygun bir ortamı yaratmak gerekmektedir.
Çağımız iletişim çağı olarak değerlendirilmektedir. İletişim, kişilerin birbirlerine bilinçli veya bilinçsiz olarak iletmek istedikleri duygu ve düşüncelerini aktardıkları bir süreçtir. İçeriği ne olursa olsun, bir sorunu çözmek için insanların düşünce alışverişinde bulunmaları, bir başka deyişle, iletişim kurmaları gerekir. Uygarca konuşma ve tartışma becerisinin geliştirilmemiş olduğu toplumda, bir sorunu çözmek için başlatılan etkileşim, kısa sürede sürtüşme ve çatışmaya dönüşür. Böylece, varolanı çözmek şöyle dursun, soruna yenileri eklenir.
İletişim sadece konuşmak değildir. İletişim aynı zamanda;
ü Ne söylediğinizi bilmek,
ü Bunu ne zaman söylemenin daha uygun olacağına karar vermek,
ü Nerede söylemenin doğru olduğuna karar vermek,
ü En iyi nasıl söyleneceği hususunda fikir yürütmek,
ü Olayları basite indirgeyerek sunabilmek,
ü Akıcı bir dille ve karşınızdaki kişiyle göz kontağı kurarak konuşabilmek,
ü Dikkati yoğunlaştırabilmek ve karşınızdaki kişinin verilen mesajı anlayıp anlamadığını kontrol edebilmektir.
BAŞARILI BİR İLETİŞİM İÇİN GEREKLİ OLAN DAVRANIŞ BİÇİMLERİ ŞU BAŞLIKLAR ALTINDA ELE ALINABİLİR:
1- Karşımızdaki Kişilere Saygı Duymak: Onların varlığını kabul etmek, önemli ve değerli olduklarını hissettirmek, olduğu gibi benimsemek anlamını taşır.
2- Gerçekten ve Doğal Davranmak: Abartıdan uzak, olduğu gibi davranmaktır.
3- Empati, bir anlamda, dış dünyayı karşımızdaki kişinin penceresinden görmeye çalışmaktır. Kurulan bu duygu ortaklığı, iletişim güçlü kılar.
4- Güven ortamı oluşturmak,
5- Dinlemek
İLETİŞİMİ ENGELLEYEN UNSURLARI İSE ŞU BAŞLIKLAR ALTINDA ELE ALABİLİRİZ:
1. ÖĞÜT VERMEK, ÇÖZÜM GETİRMEK, YÖNLENDİRMEK
" Böyle yapma, şöyle yap..."
"Dersini benim dediğim gibi yapsan daha iyi olur..."
"Yoruluyorum diye yakınacağına geceleri erken yat..."
2. YARGILAMAK, ELEŞTİRMEK, AD TAKMAK
"Sen zaten hep kolaya kaçarsın..."
"Bebek gibi davranıyorsun..."
"Geri zekalı ne olacak..."
"Şikayetten başka bir şey bilmezsin zaten..."
3. SORU SORMAK, ARAŞTIRMAK, İNCELEMEK
"Neden?...Sen ona ne yaptın?...O sana ne dedi?..."
"Arkadaşınla niçin kavga ettiniz?...Çok sık kavga eder misiniz?..."
"Neden uyuyamadın?...Ağır mı yedin?...Kahve de içtin mi?..."
4. TEŞHİS, TANI KOYMAK, TAHLİL ETMEK
"Ben senin aslında neden öyle yaptığını biliyorum..."
"Aslında senin derdin başka..."
"Bunları beni üzmek için anlatıyorsun anlaşılan..."
5. TESELLİ ETMEK, KONUYU DEĞİŞTİRMEK
"Aldırma, boş ver...Bundan sonraki sınavda başarırsın"
"Düzelir canım, bunu dert etme..." , "Üzülme..." , "Kalk biraz dolaş düzelirsin..."
6.-MELİ -MALI TERÖRÜ
Gerçek anlamda seçeneği olmayıp da, bir mecburiyet olarak hayatımızda var olan olaylar oldukça sınırlı olmalarına rağmen, olayların çoğuna, seçeneksizmiş gibi yaklaşmak da iletişim sürecindeki temel sorunlardan birisidir.
7.KUTUPLAŞMIŞ DÜŞÜNME
Bu düşünce dilimizde olaylara siyah-beyaz bakma olarak yer etmiştir.
"Bu iş ya böyle yapılır, ya da hiç yapılmaz",
"Bu konuda ya beni desteklersin, ya da karşı tarafa geçersin ",
"Bu işin ortası yoktur",
"Hata yaptığın an gözümden düşersin", biçimindeki ifadeler kutuplaşmış düşünceye örnektir.
8. ÖVME
"Çok akıllısın", "Çok güzelsin", "Seninle gurur duyuyorum", "Çok başarılısın" gibi sözler ailenin beklentisinin yüksek olduğunu gösterir. Eğer çocuğun gerçekleri söylenen sözlerle uyumlu değilse bir süre sonra çocukta güven sorunu yaşanır.
İletişimi engelleyen bu unsurları ne kadar aza indirebilirsek, çocuğumuzla iletişimimiz o kadar sağlıklı olur, daha az sorun yaşarız ve çocuğumuz daha mutlu, başarılı olur.
Sağlıklı bir iletişim ortamını sağladıktan sonra, çocuğumuzun başarılı olması için evde ona verimli ders çalışacağı bir ortam yaratma konusunda yapabileceklerimizi ise şöyle sıralamak mümkündür:
" Düzenli ve sistemli çalışmanın birinci koşulu, çocukların kişilik özelliklerine göre bir çalışma programı yapılmasıdır. Örneğin, ilgisi çabuk dağılan, bütün sorunu masanın başına oturmak olan bir öğrenci ile içe dönük bir başka öğrencinin ders programları aynı olamaz. Bir başka deyişle, sosyal ilgileri çok geniş bir öğrenci ile kendi iç dünyasına dönük bir öğrenci aynı programdan yararlanamaz. Okulumuzda Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü olarak bu bilgiler ışığında her öğrencimiz için ayrı ders programları hazırlanarak öğrencilere verildi. Hazırlanan bu programlar doğrultusunda çocuğumuzun evde ders çalışması için destek olunmalı, aile olarak programı uygulamasını zorlaştıracak davranışlardan kaçınılmalıdır.
" Çocuğumuzun başarıyı yakalayabilmesi için, onun tek başına kullanabileceği bir odayı ona ayrılmalıdır.
" Ders çalışılan ortamın ısısı verimli çalışmayı etkileyen etkenlerden biridir. Bu nedenle odasının ısısının uygun olması sağlanmalı,. soğuksa ısısı arttırılmalı, çok sıcaksa ısısı azaltılmalıdır.
" Çocuklarımızı iyi tanımalıyız. Onlardan yeteneklerinin çok üstünde başarı için beklenmemelidir. Aşırı beklenti, onların başarısını olumsuz etkiler.
" Çocukların çok çalışmaları değil, düzenli ve sistemli çalışmaları başarıyı olumlu etkiler. Geniş bir zaman içinde özümlenmeden elde edilen bilgiler sınav başarısı için yeterli olamaz. Bilgi doğal hızı ile alınıp özümlendiğinde kalıcı olabilir.
" Ayrıca planlı olmak, aynı zamanda neyi ne zaman yapacağını da önceden düşünmeyi sağladığı için kaygıyı hafifleten bir unsurdur. Bu konuda biz de çocuğumuza destekte bulunmalıyız.
" O ders çalışırken evde onun çalışmasını olumsuz etkileyebilecek davranışlardan kaçınılmalıdır. Onun dikkatini çekecek şekilde televizyon seyredilmemeli, müzik dinlenilmemelidir. Konuklarımız da gerekirse bu konuda uyarılmalıdır.
" Ders çalışma ortamını (odasını) düzenlemede ona yardımcı olunmalıdır. Varsa dikkatini dağıtacak afiş, resim ve değişik nesneler ortadan kaldırmalıdır.
" Hedefini belirlemede, o istediğinde onunla konuşarak, ona yardımcı olunmalıdır.
" Düzenli beslenmesi konusunda ona yardımcı olunmalı ve ders çalışmaya aç karnına oturmaması sağlanmalıdır.
" Uykusuzluk verimi düşüren olumsuz etmenlerden biridir. Bu konuda onu takip etmeli ve düzenli uyuması sağlanmalıdır.
" Eğlenceye ve dinlenmeye vakit ayırması konusunda ona destek verilmeli, gerekirse bu konuda uygun ortamın oluşması için yardımcı olunmalıdır.
" Veli okul işbirliğini elden bırakmamalı, sürekli iletişim halinde olmalıyız.Anında sorunları çözebilmemiz için bu gerekli.
" Yatarak ders çalışmaması sağlanmalıdır. Yatarak ders çalışma dikkatini dağıtıp uykusunun gelmesine yol açarak başarısını olumsuz etkiler.
Öfkeliyken konuşun, göreceksiniz ki pişman olacağınız en iyi konuşmayı yapacaksınız.
Ambrace BİERCE
Adres:
Taşköprü Beldesi Raif Dinçkök Caddesi Zambak Sok. No2 Çiftlikköy / YALOVA
Telefon
02263532949